logo

LGS SADECE ÖĞRENCİLERİN SINAVI DEĞİL ÖĞRETMENLERİN DE SINAVI OLACAK

LGS SADECE ÖĞRENCİLERİN SINAVI DEĞİL ÖĞRETMENLERİN DE SINAVI OLACAK

LGS SADECE ÖĞRENCİLERİN SINAVI DEĞİL ÖĞRETMENLERİN DE SINAVI OLACAK

Geçen haftaki yazımızda LGS üzerine vatandaşın kaygılarını gündeme getirmiş, sınıf bazında planlanan öğrenci sayısını, halen tehdit olmaya devam eden Covid-19 pandemisi açısından riskli olduğunu dile getirmiştik. Biz, normal zamanlarda planlanan öğrenci sayısını, pandemi süreci devam ederken de aynen muhafaza ediyor olmanın sakıncalarından söz ederken bir başka sorunu da yeterince değerlendirmeyi belli ki ihmal etmişiz.

Geçen gün, bir okul müdürü arkadaş, gündeme getirdiğimiz LGS sınavlarına ilişkin kaygıları haklı bulmakla beraber, sınav görevlisi bakımından kifayet miktarı başvuru olup olmadığı anlamındaki var olan sıkıntıya yeterince değinmediğimizi belirten bir mesaj paylaştı. Arkadaşın kaygısının, gerçeği ne kadar yansıttığını anlamak için bir kaç okul müdürü üzerinden konuyu irdelediğimde maalesef durumun ciddiyetini müşahede ettiğimi söylemem gerekiyor.

Covid-19 ile mücadelede sağlık çalışanlarının özverili çalışmaları, hepimizin takdirini kazanmış, birlikte alkışlamıştık. MEB olarak bu savaşta bizim de katkımız olmalı diyerek, Meslek Liseleri’ni adeta üretim merkezine dönüştürerek maske, siperlik, dezenfektan ihtiyacını büyük oranda karşılayan bir hizmet ortaya koyduk. Yetinmedik; sağlık çalışanları ile birlikte filyasyon ekipleri içerisinde görev alarak Covid-19’un bulaşma seyrini tespit çalışmalarına destek olduk. Vefa Destek gruplarında yaptığımız fedakârlıklardan ise hiç bahsetmiyorum.

Şimdi, hep birlikte taşın altına elimizi koymamız gereken başka bir sorun var ortada. LGS sınavlarında öğrencilerimiz, gerek sağlık gerekse diğer açılardan güvenli bir şekilde sınav olabilmeleri için gözleri bizi arayacak.

Öğretmen, faydalı olabilmek için sadece sınıf kapısından değil gönül ve zihin kapısından da içeri girebilmelidir. Belki de bu sınav (LGS) sadece öğrencilerin sınavı değil aynı zamanda bizim de bir sınavımız olacak. Maske ve sosyal mesafe baskısı altında sınava odaklanmak için çaba sarf eden çocuklarınıza; “Biz buradayız; rahat olun, güvendesiniz” diyerek lisanı halimizle kendi sınavımızın gereğini yerine getirmiş olacağız.

Özlük hakları için sınavları boykot ederek görev almayalım dediğimiz günleri elbette unutmuş değiliz. Lakin yaşadığımız süreç, hep beraber üstesinden gelebileceğimiz bir zaman dilimidir.

Burada Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerine de görev düşüyor elbette. Bir önceki yazımızda gündeme getirdiğimiz, “basit hatalar yüzünden” sınav görev hakları -bir yıllığına- elinden alınan öğretmenlerin affedilmesi, bu konuda, bir iyi niyet adımı olarak değerlendirilecektir. Ayrıca, bu sınavda görev alanlara, sonraki sınavlarda görev almak bakımından bir avantaj imkânı sunulmalıdır.

Haydi Öğretmenler Göreve

Unutulmamalıdır ki, kritik vakitler öyle ya da böyle geçer. Önemli olan, “Adanmış Öğretmen” refleksi göstermek suretiyle; öğrenci/öğretmen -birlikte- ayrı ayrı sınandığımız bu sınavda hep birlikte inisiyatif alarak üzerimize düşen görevi yerine getirmektir ve bu sorumluluk duygusu eğitim camiasının ortak paydasıdır.

İdris ŞEKERCİ
Eğitim Bir Sen İstanbul 6 Nolu Şube Başkanı


Etiketler: » » » » » » » » » »
1122 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.