logo

MED-CEZİR

MED-CEZİR

MED-CEZİR

Medcezir

Güneşin doğması batışına delalet eder. Karanlık aydınlığın gelişine, zulüm ilelebet var oluşun imkânsızlığına, zalimler “yakiin olan son”un, mideleri kasıp kavuran kaynar suyun ve hiç bitmeyen ateşin içinde yanmak için bunca gayretin içinde debelenip dururlarken, mümine derin bir öğretiye işaret ederler.

Dünyayı yangın yerine çevirenler elbet bir gün “hem de bir günden daha az” olan bir günde başlarına gelen akıbetin tezahüründe çarpılmış olarak kala kalacaklardır.

“Biz ancak ıslah edicileriz” sözünde saklamaya çalıştıkları koca bir yalanın nasıl bir yaman çelişki olduğunu görecekler ve “keşke toprak olsaydık” diyecekler. Onların ıslah etmeleri fitneden başka bir şey değildir. Sırt çantasında bomba taşıdığı düşünülen on üç yaşındaki bir kıza operasyon düzenleyip insanların gözleri önünde mermi yağdırmalarıdır onların ıslahı.

Firavunun; “bugün doğacak bütün çocukları öldürün” korkaklığının sonrasında başlattığı ve kimsenin ne yapıyorsun ey Firavun diyemediği canice bebek katilliğini tarih boyunca yaşıyoruz. Ve her dönem kendi Firavununu üretiyor sessiz kalarak, tasdik ederek.

Kadim insanlık tarihinin her döneminde aynı entrika ve desiselerle “ıslah etmek için” çıktıkları yolda İblis’e hizmet edip canice insan katlediyorlar.

Onlar hiç değişmedi. Adem’e evlat oldu. Lut’a eş, Nuh’a oğul, Yusuf’a abi…

Desiseler, entrikalar, planlar, öldürmeler hiç değişmedi. Etleri demir tırnaklarla ayrıldı bedenlerinden, evlerine çarpı kondu, sürgün edildiler çöllere…

Günümüzün Firavunları da aynı şeylere tenezzül ettiler. Yanacakları ateşin şedit olması için mazlumların evlerini yakmayı tercih ettiler. Çocukları öldürdüler, kadınları ve savaşamayacak zavallıları misket bombalarıyla katlettiler.

Onlar hep plan yaptı, ama şeytan hariç hiçbiri bilmiyordu; “Tuzak kuranların en hayırlısı Allah’tır.” Mağaradaki yedi uyuyanları unutmuşlardı, Hz.Muhammed’in (s.a.v.) yatağına yatan Hz.Ali’yi, mağarada örülen örümcek ağını ve güvercin damını…

Gemiyi deldiren Allah, duvarı ördüren Allah, elbette mazlumların intikamını alacaktır. Çünkü kâfirler istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır.

Firavunun sarayında kim bilir belki de büyümüştür Musa. Bütün entrikaların altını üstüne çevirecek “katımızdan bir kul” adlı muazzam bir kul gelecek aramıza belki de. Kim bilir bunca zulüm ve kanın üstüne O emir buyurursa ebabiller siccil yağdırır. Muntakim olan, mülkün sahibi ve sabir olan Allah elbette mazlumların intikamını alacaktır.

Yekvücut olmak gerekir, insanlık için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz ayetini muhatap alıp o yönde gayret göstermek gerekir.

Günümüzün Firavunları da yapacaklarını, atalarından aldığı ışıkla yapıyorlar. Onlar Mescidi Aksa’yı almak için Gazze’yi kuşattılar ve şimdi müminlere İzrail vizesi verip seyahate davet ediyorlar.

Onlar Kahire’yi yakmak için Mübarek’i oynattılar ve akabinde bütün ihvanı yakıp yıktılar. Onlar Irak’ı yakmak ve Ortadoğu’yu kuşatmak için Saddam’ı ürettiler. Böylece bu kötü çocuk ikinci Irak kuşatmasına da sebep oldu. Onlar Kuzey Afrika’yı parçalamak için projeler yaptılar. Böylece birçok ülkenin huzurunu ve dengesini bozdular. Çünkü onlar bu planlarını ıslah için yapmadılar. Vaat edilmiş topraklara sahip olmak için Suriye’yi yangın yerine çevirdiler. İslam’ı parçalamak için Şii-Sünni kavgasını diri tutuyorlar.

“Sen dinlerine uymadıkça, ne Yahudiler ve nede Hıristiyanlar asla senden razı olmazlar. De ki; Allah’ın yolu asıl doğru yoldur. Sana gelen ilimden sonra, eğer onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan bilmiş ol ki, Allah’tan sana ne bir dost, ne bir yardımcı vardır. (Bakara Sursi: 120.Ayet)

Selam ve Dua ile

Fatih Alim Daşpınar

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » »
2342 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.