logo

Medeniyet İnşası Mefkûre ile Olur

Medeniyet İnşası Mefkûre ile Olur

Medeniyet İnşası Mefkûre ile Olur

Tarihimize baktığımızda Selçuklu Medeniyetinde Maveraünnehir, Nizamül Mülk, Melikşah vardır. Maveraünnehir’de ne oldu? İmam-ı Gazzali müthiş bir medeniyet kurdu.

Selçukluların 1285 yıllardaki göçü ile 1299’da Osmanlı’nın yükselişi başlamıştır. Osmanlı’nın Fatih’e kadar yani 1453’e kadar geldiği tarih İstanbul’un Fethi’dir. Dikkat edin bu süre içerisinde tarihimizde hiç anayasa diye bir mevzu yok. Bu sonradan girmiştir. Anayasanın gelişini anlamazsak bu davanın verimliliğini anlayamayız. Anayasaya ne zaman ve niçin ihtiyaç duyduk? Bu çok önemli! Osmanlı’da 1453-1606, 1606-1699, 1699-1808 bu tarihi dönemeçler çok önemli. İlk defa 1808 yılında Sened-i İttifak diye bir anayasa hazırlıyoruz ve anayasa metnini ilk o zaman görüyoruz. 209 yıllık bir mesele bu ve biz anayasa yapmak için yıllardır uğraşmışız. Peki, dünyada İngilizlerin anayasası var mı? Anayasa mahkemeleri var mı? Onlarda demokrasiyi temsil eden bir ülke. Osmanlının partneri. Eğer Osmanlıyı anlamak istiyorsak İngiltere’ye gitmeliyiz ve Londra’da yaşamalıyız. Osmanlı’nın muhatap olduğu İngiltere’nin tavrını görmeliyiz ve anlamalıyız.

Neredeyse yüz yıldır Parlamenter Sistem ile yolumuza devam etmeye çalışıyoruz. Bir türlü istediğimiz atakları gerçekleştiremedik. Neredeyse her on yılda bir darbeye maruz kaldık. Zaten bedelini ödediğimiz ve her kesimin gönülden bağlı olduğu ve kabul ettiği bir rejimimiz var bizim. Cumhuriyet bizim omurgamızdır. Bu omurga ayaktadır. Ve bu omurgaya tutunarak biz kendimize en uygun sistemi bulduk. Yüz yıldır işlemeyen ve bizi geri götüren bir sisteme körü körüne yapışmanın bir anlamı yoktur. Batı dünyasına bakın birçok ülkede bunun örneğini göreceksiniz. Her millet kendi karakteristik özelliğine göre sistemi bulur ve bünyesinde onu işletir.

Bu manada toplumda birleştirici bir rol oynayacak ve yönetimi değişen dünyaya uyumlu, hızlı karar alabilen bir yapıya kavuşturacak Başkanlık Sistemi’ne geçilmesi ülkemizin hayrına olmuştur…

Yeni sistem, Çift -başlılıktan doğan yetki karmaşası ve yetki- sorumluluk dengesizliğini ortadan kaldırıyor. Halkın doğrudan siyaseti belirlemesi garanti altına alınıyor. Vesayetçi düzenin toplumsal muhalefeti konjonktürel ve lider odaklı siyasete mahkûm etmesinin önüne geçerek demokratik siyasetin kurumsallaşıp kalıcılık kazanması sağlanıyor. Yasama organını yürütmeden tamamen ayırarak, Meclis’in sadece yasama görevini yerine getirmesi, yürütmenin de halkın doğrudan yetkisine dayanarak milletvekillerinden bağımsız hareket etmesini sağlıyor. Ayrıca, halk doğrudan devlet yönetimine müdahil oluyor, hâkimiyet yetkisini anayasal organlar eliyle değil doğrudan kullanıyor ve sivil iradenin tüm vesayet bağlarından kurtuluyor.

Ülkemizdeki nihai sorun sistem sorunudur. Sistemin mefkûre ve felsefe ile kurulması yerleşik kurumların temellerini sağlamlaştıracaktır. Bireyi aile, sosyal, iş ve toplumsal çevrelerde ayrı ayrı davranışlar göstermeye zorlayan ve bu sayede özünden ve değerlerinden uzaklaşmasına sebep olan bir rol çatışmasına girmeyi kaçınılmaz hale getiren mevcut batı taklitçisi sistemimizi yenileyerek, tarihi bir karar almış olduk.

Medeniyet inşasında, yalnızca aydınlanma felsefesi yeterli değildir…

İnsan ruh, beden ve nefisten ibarettir. Ekonomik refah düzeyindeki iyileşmemiz kendi tarihi köklerimize ve medeniyetimize dönmemizle mümkün olacaktır.

Kendi Medeniyetimiz tarihte kimseye zulüm yapmamıştır. Biz merhamet temelli ahlak anlayışına sahip bir ülkeyiz. Batı ise bu noktada sadece menfaat ekseninde kalmıştır…

Selam ve Dua ile

Muhammed Taha Gergerlioğlu

Uluslararası Siber Güvenlik Federasyonu Başkanı

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » »
1933 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.