logo

Müslüman Bir Delikten Bir Defa Isırılır-2

Müslüman Bir Delikten Bir Defa Isırılır-2

Müslüman Bir Delikten Bir Defa Isırılır-2

Bugün milletimizin zafer günüdür

Hatasız kul olmaz deriz, yanlışlarımızın ardından. Doğrudur; insanın olduğu yerde ve icraat makamında hata her zaman mümkün olan bir durumdur. Lakin sehven yapılan ile kasten yapılanı bir tutabilir miyiz?

Anadolu’da bir söz vardır; “Eğer iş yapıyorsan hatan olur, hiç bir iş yapmıyorsan hiç hata etmezsin” Ancak eğri ile doğruyu, kasıt ile bilmeden yapılanı aynı kefede değerlendiremeyiz. Buna bir de aynı hataların tekerrürünü eklersek başka şey aranır ister istemez.

Bir önceki yazımızda “Müslüman bir delikten bir defa ısırılır” diyerek seçme durumunda olan kendimize dair uyarılarda bulunmuştuk. Seçmek her durumda seçilmek ile kıyaslandığında zordur her zaman. Zor olanı bu millet feraseti ile başarmış, elde edilen kazanımların berhava olmaması adına kendince yerli ve milli olanı tercih etmiştir.

Hz. Peygamberin, yaşanandan ibret almaya atıfta bulunduğu bu söz (Bir delikten bir defa ısırılmak) bu sefer, seçilen ve ülkeyi idare edeceklere dönük bir uyarı olmuştur. Sayın Davutoğlu, Kasım seçim sonuçlarının belirginleşmesinden sonra Konya’da yaptığı konuşmasında; “Bugün zafer günü değil aynı zamanda bir tevazu günüdür”  diyerek bundan sonraki sürece ilişkin mesajlar veriyor, “Bugün milletimizin zafer günüdür!” sözleriyle bu zaferin gerçek sahibinin millet olduğuna vurgu yapıyordu.

Yolun başında ortaya konan bu tespitin, her kademede hayatiyet bulması bu milletin en bariz beklentisidir. Ülkeyi idare eden piramidin en tepesindeki bu hassasiyetin en alt kademe yöneticiye kadar sirayet eden bir özelliğe dönüşmesi en temel beklentidir kuşkusuz. Geçmişte yapılan ve bu sebeple 7 Haziranda uyarı alan kimi yanlışlara düşülmemesi ve hele hele müstağni tutum ve tavırlardan kaçınılması gerekiyor bundan sonra. Egemen –güçlerin-Bağış(ın)-a ait sürçü lisanları, izahta zorluk yaşanan kimi ilişkileri, gökleri delen ve tevazuya meydan okuyan çok katlı binaları, kendi değerlerimize yabancı mimari ile mantar gibi türeyen TOKİ uygulamalarını, kaldırıma kondurulan ruhsatlandırma arızalarını ve -merkeze sayılabilecek birçok- düne ait bizi kirleten zaafların bir ibret vesikası olarak her daim zihinlerimizde tazeliğini koruması gerekir.

Sonuç olarak en temel beklentimiz, bir zafer sarhoşluğu ile dünde kalması gereken bildik tutum ve tavırlarla devam edilmesi değil, zafer sorumluluğu ile emanete riayetin birinci vazife görülmesidir. Dünyanın dört bir yanında el açıp dua eden mazlumların ümitlerine zarar verebilecek yozlaşmadan kaçınılarak daha fazla -yapıcı- eleştiriye açık olunması, toplumun sesi sayılabilecek STK’larla sahici irtibatların kurularak kendini bir nevi dışarıdan bir gözle değerlendirebilecek mekanizmanın oluşturmasıdır.

Unutulmamalı ki İstikametin anahtarı istişaredir!…

İdris Şekerci
Eğitim-Bir-Sen İstanbul
6.Nolu Şube Başkanı

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » »
1456 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.