logo

ÖĞRETMEN DİZİ’SİNDEN, ATAKAN FİLOZOF’A HASBİHAL

ÖĞRETMEN DİZİ’SİNDEN, ATAKAN FİLOZOF’A HASBİHAL

ÖĞRETMEN DİZİ’SİNDEN, ATAKAN FİLOZOF’A HASBİHAL

Meramınızı anlatmak için bazen zorlanırız. Demek istediklerimizle, diyebileceklerimiz arasında bocalar dururuz. Söylediklerimizin nasıl anlaşılacağı endişesi bizi gerer ve ne diyeceğimizi, ne diyebileceğimiz yüzünden kestiremeyiz. İşte o vakitlerde ya bir diziye sığınır, ya bir çizgiden/karikatürden yardım alır ya da geçmişin süzgecinden geçerek tecrübe ile yoğrulmuş sözler yetişir imdadınıza.

Geleceği inşa edecek gençliği eğiten, yarını emanet edeceğimiz neslin ihya ve inşası ve deyim yerindeyse topluma yön veren bir mesleğin adıdır öğretmenlik. Belki peygamber mesleği denmesinin hikmeti de budur. Bu kadar önemli bir işi icra eden bir mesleği ifa edenlerin –elbette- herkesten ve her kesimden daha çok ihtimam göstermelidir işine.

Fox TV ekranlarında yayınlanan “Öğretmen” dizisinin senaryosunu kaçımız merak ettik bilmiyorum. 6 Ocak 2019 tarihinde yayınlanan Mr. Hiiragi’s Homeroom isimli Japon diziden uyarlandığı ifade edilen sıra dışı bir öğretmen üzerinden, televizyon diliyle bir öğretmenlik hikâyesi daha göreceğiz. Belki “İyi İnsan” olmanın –kendince- önemini anlatan, empati kurmayı ve düşünmeyi öğreten bir dizi olarak çıkacak karşımıza. Bizi gerçek hayatta uygulanması imkânsız bir yolculuğa çıkaracak ve çoğu izleyenin zihninde dizinin izdüşümü bir öğretmen algısı bırakacak. Öğretimin eğitimden önce geldiği, bir üst eğitim kademesine çıkaracak bilgi aktarımının, edep ve haya duygusu kazandırmaktan, adabı muaşeret üzere erdemli gençler yetiştirmekten daha önemli olduğu eğitim(!) anlayışımıza, bu dizi ne katacaktır bilmiyorum.

Derdim, Öğretmen dizisinin reklamını ya da tanıtımını yapmak değil. İntihal bir senaryo üzerinden model öğretmen inşa edebileceğinden kuşkulu olduğum bu dizi ile meşgul etmek değil niyetim. Bu dizi ile tekrar gündem olan öğretmen figürü üzerinden maarif geleneğimizde fazlasını bulabileceğimiz rol model öğretmenlerimizi hatırlatmaya vesile kılmak asıl derdim.

Değer namına ne varsa tüketmeye meyilli çağımızda vereceğim örnekler işe yarar mı bilmesem de kendi hakikatimizi fark edelim istiyorum. Mesela, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un, “Pedagojik olarak hiçbir çocuğumuzun sosyal medyada bir tüketim öznesi olarak yer almasını ve onun üzerinden tartışma yapılmasını asla onaylamayız” diyerek gündem edilme biçimini eleştirdiği Filozof Atakan olarak servis edilen çok okumuş(!) çocuğa, girdiği felsefe dersi olsa da; dersine/derdine hürmetinden abdest almadan, sınıfa girmeyen Nurettin Topçu, ne derdi acaba?

Annesi mülakat verirken eliyle çekerek, “Seni şuraya alalım” diyerek sınırı aşan çocuğa, güzelleme yapan anlayışa ne denebilir bilemedim?

Sözün başında ifade ettiğimiz üzere imdadımıza Mevlana’nın şu sözü yetişiyor:

“Edep bir tac imiş Nur-i Hüda’dan,
Giy! ol tacı, emin ol her beladan!”

Peki, çocuğa bilgi aktarımından evvel,  terbiye verecek öğretmenin, elini güçlü kılacak imkan var mı?

Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet’in kendisini eğiten hocasını şikayeti üzerine, Hocasının babası üzerinden Fatih’e verdiği dersin benzerinden,  hangi öğretmen velisiyle birlikte ukala öğrenciye ders verebilir?

Tabi öğrenci üzerinden mevcut sorunları dile getirirken öğretmenin hiç mi kabahati yok denebilir?

Öğretmen de insan olduğuna göre elbette dün ile kıyasladığımızda özeleştiri yapma zaruretini görmezden gelemeyiz. Öğretmen Meslek Kanunu çıkarılırken, özlük ve mali hakların yanı sıra öğretmene itibar kazandıracak kimi hakların verilmesinin yanı sıra yapılacak bu kanun çalışmasında,  tam da 657 DMK’da geçen özgün ifadesiyle;

“Devlet memuru vakarına yakışmayan tutum ve davranışta bulunmak” fiiline denk düşen kimi yanlış örnekleri de minimize edecek bir hassasiyeti barındıracak etik kurallara da yer verilmelidir.

Ayrıca, “Her bostanda eğri hıyar bulunur” sözünü haklı çıkartacak kötü örneklerin,  eğitim camiasının tamamını töhmet altında bırakmasına da müsaade etmemek gerekir. O bakımdan, Meslek Kanunu hazırlanırken, bu türden yüz kızartıcı davranışlar ortaya koyanlar üzerinden,  öğretmenin itibar ve saygınlığının zarar görmesini engelleyecek ahlaki umdelere de ihtiyacımız kuşkusuzdur.

İdris ŞEKERCİ
EBS İstanbul 6 Nolu Şube Başkanı

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » » » » »
1184 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.