logo

Planlı bir bağımsızlık süreci mi başlıyor?

Planlı bir bağımsızlık süreci mi başlıyor?

Dünyaya yeniden şekil vermek, haritaları değiştirmek isteyen bir düşünce var. Yıllardır dünyada bağımsızlıkla ilgili bir ses çıkmamışken şimdilerde bu düşünce sayesinde yeni oluşumlar sesini yükseltmeye başladı. Kuzey Irak Projesi’nin ortaya sert bir şekilde alelacele atılması bu projenin ana gayesi midir?

Sık sık bugünlerde ülkelerin özerk ve bağımsızlık konuları gündemde tutulmakta hatta uygulamaya konmaktadır.

Dünya gündemine getirilen bağımsızlık söylevleri;

İSPANYA-KATALONYA; İspanya 1978 anayasası ile 17 özerk bölgeye ayrılmıştır. Franko’nun diktası ile yoğun baskılara uğramış, GSYH’nın %20 sini oluşturan Katalonya bugünlerde yeni halk oylaması ile %94 oy çokluğuyla kazanarak şimdilik kararı askıya almıştır.

İSPANYA-BASK Bölgesi; 1936 yılından beri özerklik haklarını kaybetmiş, 50 yıldan beri bağımsızlık mücadelesini sürdürmekte ve vergi vermeyen bir bölgedir.

BİRLEŞİK KRALLIK-İSKOÇYA; İskoçya 1707 yılında İngiltere ile “Birlik Anlaşması” ile birleşmiştir. 300 yıldan beri birleşik krallıkla beraberdir. 2014‘te referandumda az bir farkla hayır çıkmış, brexit kararından sonra 2018’de tekrar referandum yapma kararı alınmıştır.

Birleşik Krallıkta Güney İrlanda 1922 yılında bağımsızlığını elde etmiş, Kuzey İrlanda ise bağımsızlık mücadelesi vermiştir fakat %53’ü teşkil eden Protestanlar birleşik krallığa sadakatlerinden dolayı Katoliklerin isteği başarısız kalmıştır.

BELÇİKA-FLAMANLAR; Ülkenin 6,5 milyon kadar nüfusuna sahip Valon Bölgesi ve Brüksel’de bu karara katılabilir. O zaman AB ve NATO merkezinin durumu ne olacaktır? Bu konuda belirsizlik var. Şayet ayrılma olur ise şu üç ülkeden birisine bağlanma olasılığı olabilir: Fransa, Luxemburg veya Almanya.

İTALYA-PADANYA; Adını PO ovasından alan bölge, GSYH’nın önemli bir kısmına sahip. Ekonomik nedenlerle ayrılmak istiyor, zengin bir bölge.

İTALYA-GÜNEY TİROL; Dünya savaşı sonuna kadar Avusturya–Macaristan imparatorluğuna bağlıydı. İtalya’nın yüksek kamusal borçları nedeniyle ayrılmak istiyor.

FRANSA-KORSİKA; Akdeniz ticaret yolu üzerinde olması nedeniyle birçok defa el değiştirmiştir. Ada, Yunan, Roma imparatorluğu, Vandal, Goth, Ceneviz, Fransa hâkimiyetine girmiştir. 900 yıl Roma İmparatorluğunda kalmıştır. 1. ve 2. Dünya Savaşları sırasında 4.000 Suriyeli ve 17.000 Cezayirli göçmen zorla getirilmiş ve ada fakirleşmiştir.

KANADA-KEBEK; 1995’te referandum yapılmış fakat kıl payı özerkliğe hayır çıkmıştır.

FİNLANDİYA-ALAND ADALARI; 19. yy’dan beri Finlandiya’ya bağlı, bağımsızlık çalışmaları zaman zaman gün yüzüne çıkmakta.

DANİMARKA-FAROE ADALARI; Danimarka’ya bağlı olmasına rağmen AB içinde yer almıyor, özerk bir yönetimi var.

ALMANYA-BAVYERA; 16 eyalet içinde yüzölçümü ve ekonomisi en büyük durumda. Ekonomik yönden itiraz etmekteler. Ülke nüfusunun 13 milyonu Bavyera’da yaşıyor.

Tüm bu ülkelere baktığımızda AB ülkeleri bu zamana kadar kendi içindeki bağımsızlık isteklerini absorbe etmiş, herhangi bir ses çıkmamıştır.

Ne zamanki zamanlama olarak büyük İsrail projesi sesli olarak gündeme gelmiştir, BOP Projesiyle beraber sanki bir el bu oluşumları harekete geçirerek, Kuzey Irak’ta başlattığı referandum süreciyle duyulmasını ve kamuoyu oluşturmayı öngörmüş olabilir.

Fakat bu gizli plan ayyuka çıkmış, gayenin sadece saf bağımsızlık olmadığı aksine BOP projesinin devamı olduğu ve zengin petrol bölgelerini ele geçirmek olduğu ortaya çıkmıştır.

O zaman hedef açık ve nettir. Ortadoğu’daki yıllardır yapılan planlar, ortaya çıkarılan örgütler, kaos ortamı ve vatanlarından uzaklaştırılan insanlar, bilinçli bir şekilde programlanmıştır.

Müslüman ülkeler, Irak ve Afganistan’dan sonra talan edilmek istenmekte, bu ülkelerin zenginliklerine hatta topraklarına göz dikilmektedir.

Maalesef bize müttefikiz diyen başta ABD olmak üzere diğer koalisyon güçleri adı altında bazı ülkeler de BOP projesine maşa olmakta hatta projeye destek vermektedir.

Birçok ülkede FETO vb. yapılanmalarla kendileri görünmeden İslami kimlik yakıştırarak uygulamaya koydukları maşalarla aynı projeyi gerçekleştirmeye başlamışlardır. Bu yapıların kendi başlarına ne gücü yeter ne de sermayesi. Ancak uluslararası şer odakları bu yapıları besleyerek emellerine alet etmişlerdir.

Artık, atalarımızın tabiriyle “şapka düşmüş kel görülmüştür”

Bizim insanımız akli ve izani bilgilerle, geçmişe dayanan tecrübeleriyle inşallah bu oyunu bozmaya yeterli olacaktır.

Hep dediğimiz gibi tarih nice tekerrürlerden geçmiş ve geçecektir.

Birlik ve dirlik olmak dileğiyle…

Selam ve dua ile.

Fethullah Fakıoğlu

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » »
1646 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.