logo

Sahip Olduğumuz Her Şeyi Bize Nasip Eden Allah’tır!

Sahip Olduğumuz Her Şeyi Bize Nasip Eden Allah’tır!

Şimdiye dek sekiz Amerikan Başkanı yetiştiren Harvard Üniversitesi’nden bir profesörün şöyle bir sözünü okumuştum:

“Hayatta başarılı olmak istiyorsanız, dostlarınızın telefonlarının bulunduğu fihristiniz kabarık olsun”

Dikkat çekici bir cümleydi, hoş bir ifade idi. Ama şöyle bir gerçekçi düşününce; bu cümlede ciddi anlamda egonun, kaprisin ve menfaatin yattığı hemen anlaşılıyordu.

Hâlbuki kâinatın sevgilisi Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) muhteşem bir cümlesinde şöyle diyordu: “Allah için sevdiğiniz insanların sayısını artırın” Bakar mısınız? Ne kadar güzel bir uyarı! Hem Allah için bir amel yapacaksınız, hem de çevrenizdeki insanları onun rızası için seveceksiniz. Ukba ve dünya için bu kadar güzel bir reçete olabilir mi?

Bu iki cümleyi içselleştirerek Müslüman olduğuma, hak dinin mensubu bulunduğuma bir kez daha şükrettim. Çünkü ben başarılı olmak için, çevremdeki insanların emekleri üzerinden prim kazanmaya çalışmamalıydım. Bu, zenginliği menfaati için kullanmanın modern bir ölçüsüydü.

Hayır! Bunu isteyemezdim. Gerekiyorsa, sevdiğim o insanların derdine derman olabilmenin şerefine ermeyi yeğlemiştim.

Şu cümle boşuna mı gönüllerde özel bir tahtta yer alır?

“İman, insanı insan eder, belki insanı sultan eder.”

Hasbahçe Gazetesi ile tanışalı daha 24 saat olmamıştı ki; Hollanda’dan, Almanya’dan, Kanada’dan ve cennet vatanımızın dört bir köşesinden o kadar güzel temenni ve dualar aldım! Hepinize şükranlarımı sunuyorum.

Allah’ım bu ne güzel bir bahtiyarlık!

Şayet sevgilinin şu sözünü de eğer hayatımızda bir nebze başarabilsek, bizden bahtiyarı kim olabilir?

O ilahi ifade ki;

“Müminlerin güzel gördüğünü Allah da güzel görür”

Tabii mümin, böylesi bir çerçeve ile kuşatılınca, akla ilk getirilmesi gereken şey, şükürdür. Hani Neml Suresi 40. Ayette Hz. Süleyman (a.s.)’ın bir cümlesi var ya:

“Hâzâ min fadli Rabbî! (Sahip olduğum her şeyi bana nasip eden Allah’tır)

*******

Okulumuzun il şampiyonu olan basket takımımızın bir oyuncusuna hitaben: “Eğer maçta iyi bir üçlük atışı yaparsan, sırtındaki formanın arkasında bulunan rakamı tribünlere gösterip egonu tatmin etmek yerine, önce yönünü Hakk’a dönerek: “Allah’ım bana baskette üçlük atma becerisini nasip ettiğin için Sana hamd ediyorum” demeniz gerekmez miydi dediğimde; eliyle özel bir işarette bulundu.

Yorumunu almak istediğimde de dudaklarından şu cümle dökülmüştü:

“Tamam hocam. Söz veriyorum oynayacağım ilk basket maçında üçlük attıktan sonra bahsettiğiniz gibi “Rabbime şükür edeceğim” demişti.

0-2’den 3-2’ye dönen 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası finallerinde unutulmaz Çekoslovakya maçı sonrası milli oyuncumuz Arda’nın dediği gibi.

Hani bir gazetecinin “bu gece sabaha kadar kutlama var değil mi? sorusuna karşılık; “Bu gece şükür gecesi…” demişti.

*******

Kadıköy meydanında ar damarı çatladığı için:

“Beden benim bedenim. İster doğururum, ister kürtaj yaparım” diyen zavallı kadın, güdümünde bulunduğu, insanlığını kaybetmiş insanların etkisiyle maalesef bu hale gelebiliyor.

Ona “Hâzâ min fadli Rabbî” demesin diye çırpınanların ondan istediği son şeylerden biri de: “Baba evini derhal terk edin kızlar…”

Tıpkı “Haçlılar kadınlarınıza, kızlarınıza bir şey yapmaz. Korkmayın” diyen şeytanî simalar gibi…

*******

Sahip olduğumuz her şeyi bize nasip edeni unutmadan hayatımıza yön verebilmek…

İnanın dostlar, bunun verdiği zevki, dünyanın hiçbir nimeti bize yaşatamaz.

Selam ve dua ile

Yaşar YAVUZ

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » »
262 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.