logo

Savaş​, Bir ​Video ​Oyunu​ Değildir

Savaş​, Bir ​Video ​Oyunu​ Değildir

Savaş , Bir ​Video Oyunu Değildir

 

Dün eski tahta kılıçlardan, bugünkü video oyunlarına kadar askeri oyuncak teknolojisi, her daim gelişime açık ve revaçta idi. Tahta kılıç-kalkan oyunları dünyanın dijital evriminden evvel, çoğunlukla totaliter rejimlerin hâkim olduğu erler dünyası için oyundan ziyade zorunluluktu ve dijital evrilişin devamında bu oyuncaklar yerini video oyunlarına ve konsollara bıraktı.

Askeri oyuncak teknolojisinin gelişiminde antrenman yapmak için oyunlaştırılmış tahta kılıç-kalkanların karşılığını video oyunlarının alması beraberinde neleri getiriyor? Biz bu durumu ne kadar irdeliyoruz yoksa yalnızca çocuğumuz bu oyunlarda hoşlandığı için ekranda onları bir savaş ile baş başa mı bırakıyoruz?

Çocukların oyunlardan hoşlanması kadar doğal olan bir şey varsa, bir o kadar doğal olmayan dört hak kitapta yer almış, en büyük günahlardan biri olan “öldürmek” fiilinin oyunlarda bu denli popüler olması ve bunun her hane içine girmesine ve çocuklarımızı etkilemesine rağmen sorgulanmaması…

Savaş bir video oyunu değildir​ lakin bir video oyunu savaş olabilir mi?

Savaş bugünün dünyasında 16.yy’da birinin ok ve yay ile bir başkasına saldırma şeklinden çok da farklı algılanmıyor. Fakat bununla birlikte, 21. yüzyılın başında, oyunlar ve gerçek arasındaki çizgi günden güne kayboluyor. Oyunlarda yer küreye cehennem getiren uçaklar, PlayStation ve Xbox’lardan doğrudan Joystickler ile kontrol ediliyor. Savaşların dijitalleşme eğilimden doğan yeni savaşçıların eğitimini ise oyun endüstrisi üstlenmiş gibi görünüyor.

Tüfenk geldi mertlik bozuldu, video oyunlar geldi gerçeklik bozuldu

Tüfengin getirdiği namertlik, bozulan gerçeklik algısı ile beraberinde bir insanlık felaketini beraberinde getirebilir. Arttırılmış (!) gerçeklik gözlüklerinin küçülerek lens halini alması için yürütülen projeler, giyilebilir ve hareketlerinizi takip eden sensörler, gerçek zamanlı hareket edebilen ve denge kabiliyeti yüksek insansı robotlar tek başına hiç bir şey ifade etmiyor. Oyun endüstrisinin savaş oyunlarına ağırlık vermesine sebep eksik kalan tek şey, kontrolcü olabilir mi?

Çocuklarımız Ekranın Esiri Olmasın

Batının kontrolünde olan oyun sektörünün, islamofobi yaydığını artık herkes biliyor. Diğer yandan insan katletmeyi normalize eden bu tür savaş oyunları gelecek için prototip askeri eğitimleri hazırlıyor. Bir yandan bu tür konsolların kullanımındaki refleksleri geliştirirken, kullanıcının bilincini inceden inceye köreltiyor.

Biricik söz sanatı tekrardır demiş Napoleone. Onlar öldür öldür öldür derlerken bizler yaşatmayı hedefleyebilecek nesillerimizi, taze zihinlerimizi 5 dakikamızı boşa çıkartmak adına ekrana esir etmeyelim.

Uğur Abdullah Açıkgöz

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » »
2075 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.