logo

Sormak, Yorumlamak İnsan Olmanın İki Öğesi

Sormak, Yorumlamak İnsan Olmanın İki Öğesi

Salim YILMAZ  ile  Soru/Yorum

soru yorum

Sormak, yorumlamak  insan olmanın iki öğesi; mesuliyet ve sorumluluk sahibinin vazifesi. Düşünebilenin boynunun borcu. Zengin kültürümüzün emri. Kölenin yapamayacağı. Despotizmin korkusu. Mesuliyet düşüncesinin tezahürüdür; sormak ise insana has bir davranış. Yorum yapmak oldukça zor, disiplin isteyen, önemli bir bilgi birikimini zaruri kılan, ilme ve akla  bağlı olması gereken; çıkmazları yol yapma uğraşı. Zihni zorlamak, daha fazla çalışmasına uğraşmak, insanlığa ışık tutmaktır. Çünkü ilim arayışı; çare arayışıdır da aynı zamanda..

İlim düşünmeden olmaz ve ilahi bir vasıftır. Sonu olmayan bir yoldur. İlim; aydınlanma, çare olma, sıkıntıları çaresizlikleri çareye çevirme uğraşıdır. İlim, kendini bilmektir Yunus Emre’mizin de dediği gibi.

Sormayı kültürümüz, tarihimiz bize emreder. Hz Ömer’in meclisindeki bayanlar mehir konusunda halifenin yanlış yapmasına engel olmuş; fikirlerini açıkça söyleyerek sorgulama yapmışlardır.. Ne diyor Hz.Ömer: “Ali Ömer’i ateşten korudu.” Ne demek?

Hz.Ömer yanlış yaptığında; ona engel olarak, fikir vererek iyilik yapmıştır Hz.Ali. Hz.Peygambere sahabeleri bazı hususlarda: “ Bu söylediğiniz vahiy mi yoksa sizin fikriniz mi?” diye sormuşlardır. Vahiy olmayan konularda fikirlerini söyleyerek Hz. Peygamber’in bazı kararlarının değişmesine vesile olmuşlardır. Bir bildiği vardır; sormayalım, konuşmayalım yakışık almaz dememişlerdir.

Üç taçlı, Büyük Sultan Fatih zamanının en ileri ilim adamlarını bünyesinde toplar ve ilk havan topunu döktürür. Şehri toplarla döverek almaktır niyeti. Ancak şeyhülislam izin vermez; bu işten siviller aşırı zarar görür diye.B planı olarak karadan gemileri yürütür Sultan Fatih. İşte hukukun tesisinde, insanların selametinde; sorgulamanın, yorumlamanın faydası..

Tarihimiz o kadar çok örneklerle doludur ki. En güzel örneklerden biri de hutbede iken halifeye kıyafetinin hesabını soran cemaattir. Ya halife bize gömlek çıkmadı ganimetten dağıtılan kumaştan, sana nasıl gömlek çıktı? İşte işin esasında Cuma namazlarını devlet reisinin merkezdeki camide kıldırma geleneği cemaatin hesap sorma; devlet başkanının da hesap vermesi içindir desek yanlış olmaz herhalde. Halife haddinizi bilin demiyor. Cemaat de inancı gerçek manada özümsemiş, anlamış.. Tam bir fikir hürriyeti. Bilge kişi ne demiş? : “Bütün güzellikler hürriyet ortamında filizlenir serpilir.” Sorgulamayanlar köle, sorgulatmayanlar despottur.

İlim sahibi, adil; gelişme isteyen insanlar korkmazlar kendilerine yorum yapılmasından. Şahsi menfaatini makamını her şeyin üzerinde tutan acizler için anlaşılabilecek sindirilebilecek şeyler değil bunlar. Gönül gemisi almışsa dünyevilik suyunu ne çare.

Mutluluğu hastasının acısını dindirmekte değil de parada arıyorsa hekim neyleyeyim ..

Büyük düşünür Nurettin Topçu’nun şu sözlerini nakletmek uygun düşer bunun peşinde:

“Yarınki Türkiye’nin kurucuları, yaşama zevkini bırakıp yaşatma aşkına gönül verecek, sabırlı ve azimli, lâkin gösterişsiz ve nümayişsiz çalışan, ruh cephesinin maden işçileri olacaklardır. Bu ruh amelesinin ilk ve esaslı işi, insan yetiştirmektir. Hünerleri hep fedakârlık olan bu hizmet ehli gençler, hizmetlerinin mükâfatını da hizmet ettikleri insanlardan beklemeyecekler, sonsuzluğa sundukları eserin sesinin akislerini yine sonsuzluktan dinleyeceklerdir.”

Tarihimiz kültürümüzü çok iyi öğrenip bize yutturulmaya çalışılan ilme ters şeyleri reddetmeli. İnancımızın, tarihimizin esaslarından olan istişare ve fikir hürriyetini tam manasıyla sindirerek istikamet üzere olmalıyız. Şekil değiştirmiş köleliğe maruz kalmamak için sormalı düşünmeli yorumlamalı ve güce tapınmayı değil doğruyu savunmalı, yanında yer almalı…

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » »
1592 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.