logo

Stres ve Dua

Stres ve Dua

Aziz okuyucularım, ruhlarımızı dua ile besleyelim. Şunu unutmayalım ki, dua ettiğimiz an Yaratanımızın huzuruna çıktığımız andır. Rabbimiz istemedikçe insanın istemeyi başarması imkânsızdır. Kişinin geçmiş yıllarda ki hata ve isyanlarından dolayı akılları ve kalpleri kilitlenir. Yaratıcıya sığınma ve dua etme zihinlerinden bile geçmez.

Şu halde dualarımızın kabul edilip edilmediğini anlamak istiyorsanız, içten -ihlasla- dua edip etmediğinize bakmalısınız. Duada samimi iseniz, temiz ve duygulu bir atmosfere girersiniz. Allah’ın sınırsız güçlü ve sınırsız cömert olduğunu; sizinse, sınırsız çaresiz ve muhtaç olduğunuzu hissedersiniz. Allah, kırık bir gönülle yalvaran sevgili kulunun dileklerini hâşâ görmezlikten mi gelecek “Bana dua edin, duanızı kabul edeyim. (Mü’min Suresi, Ayet:60) Bize düşen ilahi yasalara uygun bir şekilde çırpınmak bizim en büyük görevimizdir.

Neden dua edeceğiz? Çünkü dua mutluluk kaynağıdır. Duasızlık ise huzursuzluk kaynağı. Araştırmalara göre 1990’dan sonra doğan neslin en büyük hastalığı depresyondur. Nedenleri ise şöyle sıralanıyor:

  • Allah’a (c.c.) inanışın zayıflaması,
  • Ölümden sonra (âhiret) anlayışının kalkması,
  • Kadınların baskılar nedeniyle kendilerinin güzel olmak zorunda hissetmeleri,
  • Evlilik ilişkilerinin zayıflaması

Psikolojik sorun yaşayan, depresyona, bunalıma giren insanlar, yaratıcıyla arası iyi olmayan insanlardır. İnanan insan depresyona girmez. Peygamberimiz (s.a.v) döneminde depresyona giren insan yoktu.

Depresyon; yeryüzünde sevgisiz kalmaktır. Ruhu beslememektir. Dua ise, ruhsal ızdırabın en etkili ilacıdır. Sevgi ise, ailenin, toplumun harcıdır.

ABD Boston Hastanesi Başhekimi Dr. Herbert Benson bir araştırma yapar. “Kronik hastalıklar için doktorlara yapılan müracaatların % 60-90’ı strese dayalı rahatsızlıklardan kaynaklanmaktadır” der.

Depresyonda yapılan testler sonucunda verilen ilaçlar yeterli olmamaktadır. Böylesi hastaları moralize eden tabii ve kalıcı alternatif yöntemlerde vardır. Bunlar; inanç, ibadet ve dua gibi vücudun gevşemesini, rahatlamasını, yumuşak kalp vuruşunu, düşük kan basıncını ve rahat solunum imkânını sağlayan manevi güçlerdir.

Dört bin yaşlı üzerinde yapılan bir araştırmada, uzun zaman düzenli olarak dua ve ibadet edenlerin, duaya katılmayanlara –ibadet yapmayanlara- oranla, daha az “depresyon” geçirdikleri ve bedenlerinin daha sağlıklı kaldığı ortaya çıkmıştır. Netice olarak dua, insanı Allah dinliyormuş ve O’na cevap veriyormuş gibi ceryan etmelidir.

Nitekim Bakara Suresinin 186.Ayetinde Allah’ımız (c.c.) bize teminat vererek buyuruyor ki: “Ve şayet kullarım sana beni sorarlarsa, onlara çok yakın olduğumu söyle. Bana dua edince, dua edenin duasına icabet ederim. O halde onlarda benim davetime koşsunlar ve bana hakkıyla iman etsinler ki, maksatlarına nail olabilsinler. Araf Suresinin 55.Ayetinde: “Rabbinize yalvara yalvara ve için için dua edin. Şüphesiz ki O, haddi aşanları sevmez”. Furkan Suresinin 77.Ayetinde: “De ki duanız olmasaydı Rabbim size değer verir miydi” buyrulmaktadır.

Sevgili okuyucularım Kur’an-ı Kerim’de 100 tane dua mahiyetinde ayet vardır. Bunlar; Allah’ın tavsiye buyurduğu dualar, peygamberlerin yapmış olduğu dualar ve geçmiş ümmetlerin yapmış olduğu dualardır.

Peygamber Efendimizin (s.a.v.) namazdan sonra, yeme içme, yatıp kalkmada, günlük hayatın muhtelif safhalarında yaptıkları dualarını bizde vird edinmeliyiz. Şöyle ki: “Allah’ım! Acizlikten, tembellikten, korkaklıktan, cimrilikten, düşkün ihtiyarlıktan, kalp katılığından, gafletten, başkasına yük olmaktan, miskinlikten, Sana sığınıyorum” diye dua ederdi.

Gerçek anlamda dua eden ruhlar bazen acı çekebilirler. Ama asla karamsarlığa, boğucu streslere girmezler.

Son Söz: Dua mü’minin silahıdır. İmza Hz. Muhammed (s.a.v.)

Selam Hüda’ya tabi olanların üzerine olsun

Muzaffer Coşkun

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » »
7684 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.