logo

ÜÇ DİNİN ORTAK NOKTASI: KUDÜS

ÜÇ DİNİN ORTAK NOKTASI: KUDÜS

ÜÇ DİNİN ORTAK NOKTASI: KUDÜS

Yahudi, Hristiyan ve İslam dinleri için yeryüzünde önemli olan ortak bir yer varsa orası Kudüs’tür. Günümüzde gündemi bir hayli meşgul eden Kudüs’ün kısa tarihine gelin bir göz gezdirelim sonra da gündemde neden yer aldığına bakarak olayı yorumlayalım. 

Yahudilik İçin Kudüs’ün Önemi

Yahudiler için Kudüs’ün önemi Hz. Davut’un Kudüs’ü fethedip İsrail Krallığının merkezi yapmasıyla başlamış. O zamana kadar Kudüs Yahudiler için bir önem arz etmiyormuş. Yahudiler bu fetihle yerleşik yaşama geçmişler.

Süleyman Mabedi

Müslümanlar için Kâbe ne ise Yahudiler için Süleyman Mabedi odur. Çünkü Yahudilerin ibadetlerinin özünü ve temelini oluşturuyormuş. Hz. Davut, Kudüs’ü fethettikten sonra Kudüs’e Yahudiler için önemli olacak olan mabet yaptırmayı amaçlamış ve yine Yahudiler için önemli olan Ahit sandığını oraya yerleştirmek istemiş fakat ömrü yetmemiş. Onun yerine oğlu Hz. Süleyman “Süleyman Mabedi”ni yaptırmış. Süleyman Mabedi Yahudilerin dinini yaşayabilmesi ve ibadetlerini yerine getirmesi için çok büyük önem arz ediyormuş. Zira Yahudiler kurban ibadetlerini burada gerçekleştiriyorlarmış ve reşit olan her Yahudi erkeğinin belirli günlerde kendini orada göstermesi, oraya gitmesi şartmış. Süleyman Mabedinin uzunluğu 27 metre, genişliği 9 metre, yüksekliği 14 metreymiş.

Peki, Ağlama Duvarı?

Ağlama Duvarına Batılılar, Batı Duvarı diyorlarmış. Süleyman Mabedi M.Ö. 950’li yıllarda Hz. Süleyman tarafından yaptırılmış. M.Ö. 587’de ise Babil Kralı Buhtunnasr tarafından yıkılmış. M.Ö. 515’de de Perslerin yardımıyla yeniden yapılmıştır. Persler buna Mabel Mabedi demişler. Daha sonra M.Ö. 20’li yıllarda Kral Hirodas tarafından mabet genişletilmiş. İşte Ağlama Duvarı da bu esnada ortaya çıkmış. Kral Hirodas mabedin çevresine kuşatma duvarı çektirmiş. Bu duvardan günümüze kalan duvara ise Ağlama Duvarı denmiş. Peki bu duvarın adı neden Ağlama Duvarı diye soracak olursanız; Hz. Ömer döneminde M.S. 637’de mabet Yahudilere ibadet için açılmış. Yahudiler gelen yıkımı hatırlayarak o duvara yaslanıp ağlıyorlarmış ve tekrar orada ibadet edebilmek için Tanrı’ya dua ediyorlarmış. Yahudilerin en büyük hedefi ilk ölçülere bağlı olarak Süleyman Mabedini tekrar yapmak.

Hristiyanlar İçin Kudüs’ün Önemi:

Hristiyanlar için Kudüs Hristiyanlık tarihinin başladığı yermiş. Hz. İsa’nın doğduğu, gömüldüğü, dirildiği yermiş. Hz. İsa’nın çarmıha gerildiği yer olan Kudüs’ün taşlarındaki kırmızılığın Hz. İsa’nın kanı olduğuna inanılmakta. Hristiyanlar Kudüs’e ağlama ve dua etmek için Müslümanlarda hac ibadeti gibi deyim yerindeyse hacı olmaya gidiyorlarmış. Çile Yolu, Golgotha Taşı, Kabir Kilisesinde ağlamayı kendi dinleri adına önemli görüyorlarmış.

Müslümanlar İçin Kudüs’ün Önemi

Müslümanların ilk Kıblesi olan Kudüs, Miraç olayının Harem-i Şerif’te gerçekleştiğinden dolayı Müslümanlar için büyük önem arz etmektedir. Hz. İbrahim oğlunu kurban etmeye burada niyet etmiş ve Hz. Muhammed (s.a.v.) buradan göğe yükselmiştir. Aynı zamanda burada Hz. Muhammed’in (s.a.v.) sakal-ı şerifleri vardır. Mescid-i Aksa Kudüs’ün fethinden sonra inşa edilmiştir.

Olayın Geçmişi

5 Aralık 2017: ABD Başkanı Trump, ABD’nin İsrail Büyükelçiliği’ni Tel Aviv’den Kudüs’e taşımak istediğini ve bunu Filistin Başkanı Mahmut Abbas ile görüştüğünü ve bunun için talimat vermeye hazırlandığı dile getirdi ve çok geçmeden Beyaz Saraydan da olayla ilgili doğrulama geldi.

Bu açıklamadan sonra çok büyük tepkiler gelmeye başladı. İbrahim KALIN’da bunlardan biriydi. Twitter’dan şu ifadeleri kullandı:

1-ABD yönetiminin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyacağı haberleri, son derece endişe vericidir. Bu, Kudüs’ün dini ve tarihi statüsüne, uluslararası anlaşmalara ve BM kararlarına tamamen aykırıdır.

2- Böyle bir adım, zaten kırılgan olan Ortadoğu barış sürecini ortadan kaldıracak ve yeni gerilim ve çatışmalara sebep olacaktır. ABD yönetiminin bu vahim hatayı yapmayacağını ümit ediyoruz. Kudüs’ün ve Harem-i Şerif’in statüsünün korunması hayati önemi haizdir.

Kudüs Müslümanların Kırmızı Çizgisidir

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Grup Toplantısında “Sayın Trump, Kudüs Müslümanların kırmızı çizgisidir. Bu bizim diplomatik ilişkilerimizi İsrail ile koparmaya kadar gidebilir. Amerika’yı buradan bir kez daha ikaz ediyoruz. Böyle bir adım atamazsınız. Böyle bir adım atılırsa İslam İşbirliği Zirvesi’ni İstanbul’da toplarız” dedi.

6 Aralık 2017: TBMM Kudüs ile ilgili hazırladığı ortak bildiriyi okudu. “TBMM’nin bu maceracı girişimi kesin ve tartışmasız bir şekilde reddetme iradesi” dünya kamuoyuna bildirildi.

7 Aralık 2017: Erdoğan Katoliklerin ruhani lideri Papa Franciscus ile Kudüs meselesini telefonda görüştü. Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre Erdoğan görüşmesinde endişe içinde olduğunu Papa’ya aktardı ve Papa Franciscus’a, Kudüs’te mevcut durumun korunması yönündeki çağrısından dolayı takdirlerini iletti.

Erdoğan Rusya Devlet Başkanı Putin ile Kudüs hakkında görüşüp fikir ve bilgi alışverişinde bulundu.

10 Aralık 2017: Kuzey Kore Başkanı Kim Jong-un ”İsrail diye bir devlet var mı ki başkenti Kudüs olsun” dedi.

İstanbul’da “Kudüs İslam’ındır” mitingi yapıldı.

11 Aralık 2017: İsrail Başbakanı Netanyahu, Reuters’in haberine göre “İsrail, ABD’nin ardından diğer ülkelerle Kudüs süreci için yakın temasta bulunacaktır” dedi.

13 Aralık 2017: İstanbul’da toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Doğu Kudüs’ü Filistin’in başkenti ilan etti.

17 Aralık 2017: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Doğu Kudüs’te büyükelçilik açacağız” dedi.

18 Aralık 2017: ABD’nin Kudüs’ü kararının geri çekilmesi amacıyla BM Genel Kurul’una sunulan tasarı, 14’e karşı ABD’nin 1 oyuyla veto edilmiş, ardından BM Genel Kurulu acil özel oturumla 21 Aralık günü toplanma kararı aldı.

21 Aralık 2017: Türkiye ile Yemen’in sunduğu “Kudüs” tasarısı Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun olağanüstü toplantısında kabul edildi. 128 Ülke kabul, 9 Ülke Ret, 35 Ülke Çekimser oy kullandı.

Yeter Artık!

Üç dinin ortak noktası olan Kudüs’te asker postalı görmek istemiyoruz. Ülkelerin pis oyunları, çıkarları uğruna oranın kirlenmesini ve deyim yerindeyse harap olmasını istemiyoruz.

Her dine inanan insanlar -ister Müslüman, ister Yahudi, ister Hristiyan- Kudüs’e gidip orada özgürce ibadet edebilmeli ve hoşgörü içinde yaşama gibi doğal bir hakka sahip olmalıdır.

21.yüzyılda bile hala bu konuların tartışılıyor olması ne yazık ki insanoğlunun iğrenç hırslarına yenik düştüğünü bir kez daha gözler önüne seriyor.

Haber: Burak Mustafa ADA

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » »
1631 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.