logo

Vakit Varken

Vakit Varken

Vakit Varken

Vakit Varken

Toplumun büyük bir kısmının okul öncesi eğitimi önemsediğini düşünmeye başlamıştım ki, bir anne-babanın çocuğunu okul öncesi eğitim kurumuna göndermek yerine kendilerinin eğitmesinin doğru olduğunu benimle paylaşması ile bu düşüncemde bir an tereddüt ettim. Gerçekten anne-babanın eğitimi bunun için yeterli olabilir miydi? Yani, aileler çocuklarını eğitme konusunda okulun önüne geçebilir miydi? Sonra kendime gelmişim. Eğitimden kastettiği ne olabilirdi? Ahlak eğitiminden bahsediyor olsa gerek… Yoksa diğer eğitimler için çocukların annelerinden ziyade akranlarına ihtiyacı olduğunu en temel bilgi olarak biliyorum. Onlarla birlikte sosyal ve duygusal gelişimlerini tamamlarken, bilişsel ve psikomotor gelişimlerinin de desteklendiğini bilmemek en hafif tabiri ile cahilliğim olabilirdi.

Üniversite hocalarımdan Ayla Oktay’ın Çocuktan Çocuğa Eğitim önerisini bizim çocuklarımız için çok geçerli olduğunu öğrencilik yıllarımdan bu yana düşünürüm. Ama sadece yapılandırılmamış bir çocuktan çocuğa eğitim sisteminin de salt olarak faydalı olmayacağını da biliyorum. Yazının başındaki çocukların okul öncesi eğitim kurumlarından yararlanma oranlarının arttırılmasından ziyade ebeveynlerin okul öncesi eğitim kurumlarına bakışı daha kıymetlidir. Bu kadar anlattığımız “okul öncesi eğitim yararlıdır” fikrinden ziyade kendi yaşantımız içindeki faydalarını görmek lazım. Bununla ilgili olarak da birçok örnek verebiliriz. Tabi, bir şeyi unutmamak lazım; bizden önceki nesiller sadece bir nesil sonrasını yetiştirirken bizler iki nesil sonrasının çocuklarına sahip olduğumuzu ve yetiştirmemiz gerektiğini bilmeliyiz.

Bu yüzyılın ebeveynleri olan bizler kendimizin geleceği için aldığımız eğitimin yanında kendi çocuklarımızın eğitimi için de eğitim almamız gerektiği konusunda da bir an durmalı ve eğitim ihtiyacımız olduğunu anlamalıyız. Yoksa internetteki arama motorlarında bulduğumuz eğitim yöntem ve tekniklerinin internetten satın alınan kıyafetlerin birçoğunun göründüğü gibi olmayıp da üzerimize olmaması gibi çocuklarımızın üzerine de oturmayacaktır. Kıyafetin telafisini mümkün kılmak varken çocuklarımızın eğitimini tekraren kazandırmak olmayacaktır. Bilgisayar ve cep telefonları oyunlarında olduğu gibi size tekrar şans verilmeyecek veya bir süre sonra canlarınız dolmayacaktır. Ektiğiniz tohum çocuğunuzda aniden çiçek verecek ve meyveye duracaktır. Bunu fark etmekte biraz zaman alacaktır. Yüksek sesle tekrar etmek gerekirse bu yüzyılın ebeveynlerinin çocuklarını deneme yanılma yöntemiyle yetiştirme ihtimalleri bulunmamaktadır. Bu anne-babaların acilen anne-baba okulları ile bilgilendirilmeleri gerekir. “Eğitilmeli” fiilini özellikle kullanmadım. Çünkü bu çağın diğer kötü bir hastalığı da; “bizim eğitilmeye ihtiyacımız yok” fikrinin zihinlerimizde çokça yer etmesidir. Algılamak için şu an bu yazıyı okuduğunuz yerdeki insanlara; “şu konuda eğitim yapalım mı?” diye sorsanız, hemen hepsi “evet” cevabını verirken, eğitimi planlamaya kalkışırken eşeği yokuşa sürme gayreti düşme telaşı başlar. Yok, eğitimi planladıysanız da bu sefer ipe un serme çabası başlar. Sizlerde ancak söylediğim bu cümlenin doğruluğunu tecrübe etmiş olursunuz.

Okul öncesi eğitim gerekli mi noktasına tekrar geldiğimizde, ebeveynlerin her ne kadar okul öncesi eğitimi önemseyen ebeveynlere nazaran diğer ebeveynlerin çocukların bir süre oyalanması olarak görse dahi ailenin bir türlü göremediği eksik gelişim alanlarını tamamlama noktasında fayda sağlayacaktır. Çocuğun konuşamadığı, yürümekte zorlandığı, kavrayamadığı ve hatta başkalarıyla ilişkilerini yönetemediği erken çocukluk döneminde eğitimin başlaması bir kazanç olarak görülmelidir. Çünkü her söyleneni alan, her yapılan tekrar eden, yapmaktan ve denemekten vazgeçilmeyen, dil konusunda ise daha yeni yeni başlangıç yapılan bu dönem önemli bir fırsat olarak görülmelidir. Gelişime açık bu evrenin ilkokul ve ortaokul yıllarında çokça arandığı, ortaya çıkarılmaya çalışıldığı aşikârdır. Ama okul öncesi dönemde aramanıza gerek yoktur. Çocuk önünüzde işlenmeyi bekleyen bir kumaş gibi durmaktadır. Size ise işlemek düşmektedir.

Yıllar hızla önümüzden bir nehrin akışı gibi akmakta. Önümüzden geçen su bir daha önümüze gelmemekte…

Seyretmeyi bırakıp çocuklarımızın gelişimi için hemen, şu an adım atmalıyız. Unutmamalıyız içimizden en zengini çocuklarını en iyi şekilde yetiştirendir.

Erdoğan Ergin

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » »
2692 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.