logo

Yaşlı Adam ve Ben! Gözyaşlarınızı Tutamayacaksınız!

Yaşlı Adam ve Ben! Gözyaşlarınızı Tutamayacaksınız!

Tam metroya bineceğim, yaşlı bir amca makinenin önünde panik yapmış akbili dolduramıyor. Arkasında birkaç tane genç birikmiş bağırıyor amcaya;

– “Hadi be ne yapıyorsun? Flört mü ediyorsun makinayla?” Tabi bunu duyunca delirdim!
– “Ne yapıyorsunuz ya! dedim, amcaya yardıma gittim.

– “Canım amcam sen ne istiyorsun?” dedim.
– “Kartım yok” dedi. Kart alıp doldurduk.

Dedim;
– “Al istediğin yere git bununla. Hatta sen başvuru yap, senin yaşında ulaşım ücretsiz” dedim. Neyse ben de doldurdum kendi kartımı, metroya geldim. Baktım amca orada bekliyor hâlâ.

– “Ne oldu?” dedim.
– “Yavrum adres soracaktım. Beni azarlarlar diye soramadım. Seni bekledim” dedi.
– “Olur mu öyle şey amcam” dedim,
– “Peki nereye gidecektin sen?”
– “Üsküdar Marmaray” dedi.
– “Amca Kirazlı’dayız, orası karşı tarafta. Nasıl bu kadar uzağa geldin?” dedim.

Kafasını eğdi,

– “Dur!” dedim, anlattım ona; “Buradan Yenikapı’ya git, oradan sarı çizgiyi takip et Marmaray’a bin. Oradan 2 durak sonra Üsküdar Marmaray’dasın” dedim. Baktım amca mahzun mahzun bakıyor anlamamış durumu. “Tamam amca gel gidiyoruz” dedim. Atladık metroya gidiyoruz Üsküdar’a doğru, yolumuz var da var.

Muhabbet olsun diye;
– “Amca nerelisin?” dedim.
– “Malatya” dedi.
– “Var mı kayısı bahçesi filan?” dedim.
– “Yavrum ben emekli ağır ceza hâkimiyim” dedi.

Vay be dedim içimden, onlarca kişiye müebbet dağıt, 40 yıl, 50 yıl hapis ver, sonra gel metroda kartı şaşır, ey insanoğlu…

Sonra amca dedim;
– “Malatya’dan İstanbul’a neyle geldin? Uçakla mı otobüsle mi?”
– “Hatırlamıyorum” dedi.
– “Amca valizler nerede?” dedim.
3 yaşındaki çocuk gibi yüzüme baktı,
– “Nerede?” dedi.

O an anladım amca demans hastası (demans; “bellek ve benzeri zihinsel yeteneklerin bozukluğu ile tarif edilebilecek bir bulgudur. Demans; hafıza ve düşünme yeteneği, dikkat ve karar alma, dil ve konuşma merkezindeki bozulmalarla kendini gösterebilir)

– “Peki amca nereye?” dedim.
– “Oğlum beni, Üsküdar Marmaray’da bekliyor” dedi.
– “Telefonun nerede?” dedim.
– “Nerede?” dedi.

Dedim iş sıkıntı! Neyse indik Üsküdar Marmaray’da, oturduk bekliyoruz, gelen giden yok. Dedim; “Amca kimliğini ver” Baktım adına, soyadına sonra bir tanıdığımı aradım.

Dedim böyle böyle kimdir bu? Yakını vs. bir numara bulur musun? Sağ olsun yardımcı oldular. Harbiden Malatyalıymış, kızının numarası geldi. Aradım, dedim;

– “Gece gece rahatsız ettim ama” daha lafımı bitirmeden,
– “Üsküdar Marmaray’da mısınız?” dedi. Evet dedim şaşırdım da tabi.
– “Size eniştemin numarasını vereyim. Onu arayın” Aldım numarayı, aradım enişteyi. Dedim;
– “Gece gece rahatsız ediyorum ama”
O da hemen;
– “Üsküdar Marmaray’da mısınız?” dedi.
– “Evet” dedim.

Ya herkes biliyor, acaba ben mi bilmiyorum. Niye burdayız? Derken neyse enişte geldi az sonra. Gelir gelmez sarıldı bana, ben başladım azarlamaya.

– “Demans hastası bu adam! Niye tek başına salıyorsunuz dışarı? 3 yaşında birini salmakla aynı şey! Hem o oğlu da kim? Burada bekliyorum diyor, amcaya hep” dedim.
– “Demans hastası evet. Geçmişindeki hiçbir şeyi hatırlamıyor doğru. Ama oğlu polisti 3 yıl önce şehit oldu. Ve oğluyla son telefon görüşmesinde;
– “Baba seni Üsküdar Marmaray’da bekliyorum” demişti. Her şeyi unuttu onu unutmuyor, arada evden kaçıp buraya geliyor.”

Dizlerimin bağı çözüldü. Kaldım öylece. Onlar gitti, kafamda cümleler dolaşıyor.

Belki dedim; şehit oğlu gerçekten de oraya geliyor ama biz göremiyoruz. Konu üzerinde daha sonra düşündüm. Demans hastalığı bizim de hastalığımız toplum olarak, geçmişimizi unuttuk sağa sola savruluyoruz.

Kim olduğumuzu unuttuk!

Nereye gideceğimizi unuttuk!

Not: Yaşanmış bir hikâyeden alıntıdır.

Hasbahçe Gazetesi Özel Haber

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » »
223 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.