logo

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-26

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-26

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-26

Türkistan’ın Seyyah Âlimleri-3

Cabir’in asıl disiplini 18.asra kadar batılıların hiç anlamadığı bilimin meşru bir dalı olan Kimya idi.

Okurlarına hava atmak için değil ama genelde şifreli bir dil kullanmaktaydı. Bu dil öylesine anlaşılmazdı ki İngilizce Cabirce (gibberish) diye bir terim bile ortaya çıkmıştı. Ama Cabir’in tuhaf bir yöntemi vardı. Kadim dünyanın Pisagorculuğu ile zenginleştirdiği yeni ve daha mistik bir İslam kozmolojisi geliştirmeyi başarmıştı.

Aslında Cabir deneyselciydi. Su geçirmez kâğıt ve paslanmaz çelik gibi günlük hayata ilişkin icatlar yapmıştı. İksirleri karıştıran Cabir kristalleşmenin etkili bir arıtma süreci olduğunu keşfetmişti.

“Kimya’nın Babası” unvanını alması ve laboratuvar merkezli deneyselci bilimin babası olarak onurlandırılması hiç şaşırtıcı değildir.

Avrupa, Cabir’e atfedilen 2500 eserin çoğu “Pseldo Geber’in” (sahte geber) metinleri olarak bilinen Batılı taklitleriydi.

Kimyayı çözemeyen hiç bir devlet ayakta kalamaz.

Bilim dalları içinde belli alanlar Bağdat’taki Türkistanlı  bilim adamlarına aitti. Bunların başında tıp geliyordu. Bermek’i ailesinin himayesindeki İbni Sina, en başta gelendi. “Kanun” adlı eseri başyapıt idi. Hekimler okulunun ana kitabı idi. Bu alanın öncüleri hep Mervlilerdi. Nasturilerde entelektüel olarak vardı.

Ali Bin Taberi’nin babası da ünlü bir hekimdi. Taberi daha sonra Bağdat’a gider ve Halifenin elinden Müslüman olur. Merv’de iken hem Süryanice hem de Yunancayı çok iyi bilmekte idi. Bu iki dilde yazılmış olan tüm tıpa ait eserleri orjinalinden okumuş daha sonra Bağdat’ta iken derlediği Firdevsül Hikme (Hikmet Firdevsi) isimli eseri Orta Çag başlarında yazılmış Arapçadaki ilk ansiklopedilerdendi. Daha sonra bu eseri Süryanice olarak da yazmıştır.

Taberi’nin bu hacimli eseri sayfaları rastgele açıldığında fiziki ve zihni sıhhatin birbirine sıkı sıkıya bağlı olduğunu defaatle yazmış olduğu görülmektedir. Bugün daha yeni yeni bu tespit ve teşhis konuşulmaktadır. Teşhis üzerine kullandığı kelimeler hazinesi ve reçeteler olağanüstü idi. Akıl ile beden arasındaki bağa, duyduğu ilgiden dolayı Taberi çocuk gelişimi ve pediatri üzerinde duruyordu.

Tıbbın yanı sıra Türkistanlıları rakipsiz hale gelecekleri diğer alanlar ise matematik, matematiğin ilgili dalları ve gökbilimiydi.

Türkmenistan’ın içinde kalan Merv şehrinden olan Habeş el Mervezi 819 yılında Halife Memun’ un mahiyetinde Bağdat’a gider. 55 yaşına geldiğinde bütün muasırları ölmüştü. Habeş ise yüz yaşına kadar yaşamıştı. Habeş, Halife Memun’a tıpkı Merv’deki rasathanenin aynısını kurdurdu.

Çalışmaya başlar. On sene sonra ilk defa güneşin irtifasından yola çıkarak vakti tam tayin eden bir alet geliştirmiş ve sonraki on yıllar bunu daha da geliştirmiştir.

Türk milletinin asil evladı olan Bermekiler gibi aileler neden yok. Servetini bilime ve İslam âleminin inkişafına adamış aileler bugün niye yok.

Asıl soru budur. Her şeyi devlet yapamaz. Bugün Türkiye’nin zenginleri kimler acaba? Sanırım Türk yok. Olsa idi geçmiş ataları gibi hem ömrünü hem servetini bilimin ve insanlığın hizmetine sunardı.

Not: Yazısı dizisi devam edecek inşallah.

Necati YÜZÜAK

Etiketler: » » » » » » » » » » » »
998 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.