logo

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-34

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-34

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-34

Samani Hanedanlığı-1

Samaniler zamanında Nişabur’daki iktidar, (7 kardeş) Semerkant, Taşkent ve Buhara da dâhil olmak üzere 7 şehre vali tayin ettirmişlerdir.

Bölgedeki kargaşadan dolayı Bağdat’ın artık güçsüz hali dikkate alındığında bu 7 kardeşten Ahmed Samani (849-907) Belh’de bir isyan başlatarak Bakıcı Yakup’u öldürür ve Türkistan’da bir Fars Devleti kurar. Önce Budistlerdi sonra Müslüman oldular. Bin yılına kadar bu bölgeyi idare etmiş ve hükmetmişlerdir.

Kardeşlerden İsmail Samani baş olur. Buhara’yı başkent seçer. Kentin nüfusu bir kaç yüz bin kişiydi. Artık Horasan, Ferghana Vadisi, Harezm ve bugünkü Afganistan’ın büyük bölümünü içine alan bütün Orta Asya’nın başkenti artık Buhara idi.

Halifeliğin bölgeye hâkim olması mümkün değildi. Yine de Samaniler Bağdat’taki halifeye saygılı davranıyor ve cuma hutbelerinde halifenin ismini zikrediyorlardı. Ama vergi vermiyorlardı.

İdari sistemde ise kadim İran’a ait olan vezirlik kurumunu devam ettiriyorlardı. Aynı sistemi Abbasi hilafeti de kullanmakta idi. Bu vezirlerden en etkili olanlardan birisi Ebu Abdullah el CEYHANİ’dir. 914-918 arası vezirlik yapmıştır. Yazdığı çok önemli bir eser olan (Yollar ve Memleketler) şu an kayıptır. Daha sonra 918-938 senetlerinde vezirlik Ebul Fazıl Belami’dir. Belami mali konularda çok başarılıydı. Çok kıymetli bir idari sistem kurmuştur. Buhara meydanında 10 adet bakanlık binası kurmuştur. Bu dairelerden sürekli olarak raporlar almakta ve ona göre idareyi yönetmekteydi. Bu daireler (bakanlıklar) din hariç her konuda yönetimin içinde idiler.

Bir diğer detay da kâtiplik müessesesidir. Bu sistem daha sonra hem Selçuklu’da, hem Osmanlı’da kullanılacaktır. Bu devirde Tacikistan’da yaşamış olan İbni Ferigun, kâtiplik ile ilgili tafsilatlı bir kitap yazmıştır. Kâtipler aynı zamanda diğer bilim dalları ile de ilgili hem çalışmalar yapıyor hem de raporlar sunuyorlardı.

Bir diğer sosyolojik tespitim daha var; Merv de Nişabur da merkez edinerek hakimiyet kurmuş önceki idareler gibi Samaniler’de, tarımı kontrolleri altında tutan ve kırsaldaki ya da kasabalarda konaklarda oturan toprak sahipleri ile iyi geçinmiş onların nüfuzu altına girmişlerdir.

Bazı vergiler karşılığında bu feodal yapıya daha büyük topraklarda vermişlerdir. Bu konu çok önemli! Üreten her kesimin, ta o devirde bile kıymetli görülmesi ne kadar önemli ve anlamlı!

Aynı bakış açısına tüccarlar ve diğer üreticiler de girmektedir. Devlet istikrarı için bin seneden önce bile üretenleri koruma altına almış. Aynı zamanda kendisi de bu çatının altına girmiştir.

Peki, bugün ne olmuş bir de ona bakalım.

Üretenlerin tamamı ya yok edilmiş. Ya başka bir dış yapıya satılmaya zorlanmış. Sonunda milli bir sanayi ve teknoloji alanı bir türlü oluşmamış. Ya tarım? İçler acısı. Saman ithal eder hale gelmişiz.

Çok acı bir durum daha var. Tüm bu acılar yaşanırken siyasi erke mensup kişiler yüzsüzce buradan rant elde etmek peşinde olmuştur. Çok ayıp, çok günah!

Bu yazıları yazdığım günlerde virüsten dolayı eve kapandığımın 4.haftasına girmiştim. Olayları seyrederken çok düşündüm. Ülkede son 15 yılını sadece inşaat üzerine kurmuş bir iktidarın ne denli komik duruma düştüğüne şahit oldum.

Varını yoğunu sadece paraya adamış kişilerden sadece kötü insan çıkar.

Sahi sizler adı Müslüman olarak geçen sizler (diğer inançları zaten biliyoruz) Allah (c.c.) tüm bu yaşananlara kayıtsız kalacağını mı sandınız.

Size tavsiyem günahlarınızın sizlere nasıl bir geri dönüş yapacağını ilahi mesajlarda görmeniz gerek. Tüm zamanların içinde geçen bir yüzleşme sürecindeyiz. Allah, insan, tabiat ve sonuçlar.

Tüm insanlığı, bir kez düşünmeye ve tevhide davet ediyorum.

Not: Yazısı dizisi devam edecek inşallah.

Necati YÜZÜAK

Etiketler: » » » » » » » » » » » »
852 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.