logo

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-35

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-35

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-35

Samani Hanedanlığı-2

Samaniler döneminde toplanan vergiler makuldü. İhracatçı teşvik almakta, yolların ve kervansarayların güvenliği sağlanmaktaydı. Para biriminin istikrarı yine ciddi bir şekilde korunmaktaydı. Kamu politikası çok iyi çalışmaktaydı. Samanilerin iktisat başkenti Semerkant’tı.

Burada yerleşik tüccarlar, Çin, Bizans, Hindistan ve Orta Doğu ile Sogdiana bağlantılarını devam ettiriyorlardı. Hatta karayolu ile Basra’ya oradan deniz yolu ile Umman Denizi ve Hint Okyanusu üzerinden Uzakdoğu Asya’ya bile mal gönderen tüccarlar vardı. Tabi ki Güney Asya’yı da bir şekilde ticaretin içinde tutuyorlardı. Dönemin ihraç kalemleri saf kalay, kurşun, bakır ve bölgeden çıkan değerli metallerdi. Ayrıca kâğıt sanayi çok gelişmişti ve ihraç kalemiydi. Cam, dövme bıçaklar ve şık seramikler bunlardan bazılarıdır. Türkistan’da anapara birimi gümüş dirhemdi. Yerel pazarda ise değeri düşürülmüş aynı boyutta demir ya da küçük bronz sikkelerdi. Uluslararası ticarette ise % 97 saf altın olan ve şık bir tasarıma sahip olan altın sikkeler kullanılmaktaydı. Bu sikke Roma Dinarından sonra en çok kabul gören sikke olmuştur. Bu altın sikke Taşkent, Buhara, Semerkant ve Belh’de basılıyordu. Ancak tüm bilinen dünyanın her yerinde geçerli idi. Hem de kuru belirleyen anapara birimiydi. Şimdiki dolar gibi.

940 yılında başlayan Samani Devleti çok kısa bir sürede tüm dünyanın ortak para birimini nasıl oluşturdu araştırmak gerek. Ömrü zaten yüzyıl bile değildi bu devletin!

Bunca dar zamana sığdırdığı metot mutlaka araştırılmalıdır. Stockholm’daki Arlanda Havaalanı yakınlarında bulunan bir definede Samani parası bulunmuş ve 9. asrın tüm dünyadaki geçerli parası olduğunun bir ispatıdır. Bu bilgi sadece Baltık’tan gelmiyor. Tüm Avrupa’dan, Afrika’dan ve Akdeniz ülkelerinden geliyor.

Bugüne dair bir sözüm var. Konunun muhatapları elin parasını borç alıp iktidar yürütüyorlar. Oysa orta çağda bu kısa ömürlü devlet ne yapmışta tüm dünyada parasını kabul ettirmiştir. Bu konuyu lütfen çalışın, bu benim önerimdir.

Samani Hanedanlığı süresince İrani halklar çok zengin olmuşlardır. Ticaret ellerinde idi. Askeri alanı mecburiyetten Türklere vermişlerdi. Zamanla Türk unsurlar devletin içinde çok güçlü bir konuma geldiler. Türklerin desteğini çektiği her devlet ve hanedanlık yıkılmaya mahkûmdur. O tarihlerde Afganistan’ın Gazne şehrinde kurdukları devleti kendilerine öncü kılmışlardır. Samani devletinde köle ticareti çok yaygındır. Oysa İslam köleliği yasaklamıştı. Aynı köle ticareti Abbasi döneminde de ne yazık ki yapılmaya devam etmiştir. Köle edilen halkların çoğu Türk boylarından ve Slav ırkındandı.

Samanilerin konuşma dili farsça, yazışma dili Arapça idi. O devirde yetişmiş insanlar en az 3 dil bilmekteydi. Samani döneminde Zerdüştlük ve tapınakları Buhara’da mevcut idi. Aynı zamanda Budistliğin de önemli bir merkeziydi. Buhara kent ismini Sanskritçe’de Vihana denilen bir Budist manastırından almıştı. Samaniler döneminde zengin bir yazı kültürü vardı. Çin’e gönderilen bir elçi dönüşte o seyahati bir kitap haline getirip neşretmişti. Hal böyle olunca hem kitap ticareti, hem de kütüphane kültürü vardı.

Yine bir gün sokak satıcısı kitapçıya bir genç gelir. Bir kitapla ilgilenir. Kitap “Aristo’nun Metafiziği” açıkladığı bir kitaptır. Kitapçı gence kitabı satamaz, pahalıdır. Lakin daha sonra koşar ve gence 3 altın olur der ve satar. Bu genç İbn-i Sina’dır. Aldığı bu kitap Farabi’nin Aristo’ya ait “metafiziği” izah ettiği kitaptır. İşte bu kitap genç adamın hayatını değiştirir.

996 yılında daha 16 yaşında iken hasta olan hükümdara çare bulamayan hekimlere yardımcı olması için İbn-i Sina saraya davet edilir. Hükümdarı tedavi eder. Sonra ne istediği sorulur. İbni Sina sarayın kütüphanesini kullanmak bana yeter der. Olur alır ve İbn-i Sina “Hikmet Anbarı” ismini koyduğu kütüphaneyi kullanmaya başlar.

Not: Yazısı dizisi devam edecek inşallah.

Necati YÜZÜAK

Etiketler: » » » » » » » » » » » »
981 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.