logo

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-42

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-42

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-42

Memuniler döneminde Ürgenç 2. Bölüm

Ebu’l-Vefâ el-Buzcâni, bugün geometri, trigonometri, matematik ve gök bilimi dallarındaki çalışmaları ile anılmaktadır. Buzcani sinüs ve tanjat tablolarında 8. ondalıklara kadar gelebilmiştir. Oysa Batlamyus sadece 3. ondalıklara kadar gelebilmişti. Ayrıca sinüs teoremlerini küresel üçgenlere uygulayarak açık sularda yön bulmak için yeni yöntemler geliştirilmesinin önünü açmıştır.

Arapça eser veren ilk matematikçiydi. Negatif sayılar üzerine yazdığı eseri (kâtipler ve vergi memurlarının ihtiyacı üzerine) uygulamada kullanılan ilk eseridir. 988 yılında Bağdat’ta çok büyük bir rasathane kurdurmuştu. Daha sonraki yıllarda en az kendisi kadar kabiliyetli olan bir gökbilimci, matematikçi ve trigonometri uzmanı olan Ebu Nasr Mansur bin Iraki’yi yetiştirmiştir. (960-1036) Ebu Nasr, Irak’ta en az hocası kadar matematik ilmine katkı vermiştir.

992’de Harezm de iç savaş çıkar ve 3 sene sürer. Ordunun isyanı ve idarenin çökmesiyle son bulur. Burası için yeni tehdit Gazneli Mahmut’tur.

973 yılına dönersek Kat şehrinde bir oğlan doğar. Adı El Biruni’dir. Babası erken ölür ve yetim kalır. Biruni’yi Harzem Şahı’nın bir prensi evlatlık edinir.

Yukarıda bahsettiğim bu El Irak bu prensin oğludur. Bu ikili birlikte büyür ve insanlık âleminin iki büyük alimi olurlar.

Orta çağda ne batıda ne doğuda Biruni kadar, M.Ö. 6. asırda yaşamış olan Yunan matematikçi Pisagor’un “şeyler rakamlardır” düsturunu benimsemiş ve düsturu temel alarak hareket etmiş bir başka düşünür yoktu. Biruni Kat ve Ürgenç şehirlerinde yaşarken asıl meşgalesi olan müthiş eseri El Asar’ül Bakiye’yi (mazide kalanlar) tamamlamıştır. Biruni’nin El Asar’ı orta çağda yazılmış en etkileyici eserlerdendir.

El Asar kitabı; Mısırlılar, Yunanlılar, Yahudiler, İranlılar, Müslümanlar, İslamiyet öncesi Araplar, Zerdüştler, Harezmliler ve sahte peygamberlerle dolu kabarık bölümleri içermekteydi. El Asar bilinen dünyanın tüm milletlerinin başlıca olaylarını anlatır. Kitabın ikinci yarısında ise o milletlerin hayatlarını ve kullandıkları takvimi saati, ayları, yılları vb. sosyal konuları anlatır. Biruni bu kitabı yazmadan önce bütün kültürlerin vakayinamalerini ve bütün dinlerin kitaplarını tetkik etmiştir. Bu kaynakların okunması sonrasında bazı reddiyeler yazar. Örneğin Müslümanların başta namaz için Mekke’ye degil Kudüs’e dönmelerini, Maniheizmlerin ise Kuzey Kutbuna yönelerek ibadet yapmaları gibi itirazlar yapar. Namaz kılan bir kişinin bir kıbleye ihtiyacının olmadığını, yukarıdaki Mekke ve Kudüs üzerinden delillemeye çalışır.

Bir makalesinde şöyle der;

“Bilime hizmet edenlerin vazifesi, tüm dallarda (uzmanlaşmak) zor olsa bile. Bu dalları ayrıştırmak değildir. Aksine bilime hizmet eden kişi şunu tam olarak idrak etmelidir ki. Bilim, bilginin (muhtevası) sonsuz ve kesintisiz cazibesi bir yana haddi zatın da güzeldir.

Bilime hizmet eden kişi usanmadan çalışan kimselere imrenmelidir. Böyle kimseler savunduklarının zafere ulaşması ümidiyle değil, bilimin kendisinden Haz alarak gayret gösterirler.”

Not: Yazısı dizisi devam edecek inşallah.

Necati YÜZÜAK

Etiketler: » » » » » » » » » » »
856 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.