logo

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-65

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-65

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-65

BİRUNİ

Biruni’nin kronikleşmiş yazma hastalığı göz önüne alındığında uzun yıllar geçirdiği bir memleket hakkında kitap yazmamış olması düşünülemezdi. 11. asır itibarıyla başka diyarlara yapılan yolculukları konu alan kitaplar Arapça okurlar arasında çok popülerdi. Bu kitap türü Biruni’den 350 sene sonra İbni Battuta (1304-1368) isimli Faslı bir Arap’ın; Avrupa, Afrika, Orta Asya’nın doğusu, Çin ve Güneydoğu Asya’ya yaptığı seyahatlerini anlattığı kitapta doruk noktasına çıkmıştı. Marco Polo’nun seyahatleri de bu döneme rastlamaktır.

Biruni’nin Hindistan hakkındaki çalışması gayet erken bir dönemde yapılmıştı. Gerek İbni Battuta’nın, gerek Marco Polo’nun kitapları Biruni’nin kitabı kadar asla derin değildi. Çünkü Biruni, yazdığı ülkenin her şeyini, en ince detayına kadar yazmaktaydı. Bu dünyada alanında bir ilktir.

Biruni, uzun zaman önce başka hiç bir yerde rakibi olmayan Hint ilminin Yunan’a denk olduğu kanaatine varmıştı. El Hind isimli eserinde bilimin arkasındaki kültürü de sorgular. Bu soru onu Hinduizm’e götürür. Bu inancı derinlemesine ve tarafsızca inceler.

Giriştiği bu iş, yıllar sürecek dikkatli bir hazırlık gerektiriyordu. İlk iş olarak yoğun bir şekilde dil öğrenmekti. Hintçe ve Sanskritçe derslerinden büyük keyif alıyordu. Biruni, kısa süre kendi başına kalabiliyordu. Sonunda her iki dili de hem okuyup hem yazabiliyordu.

Biruni sonrasında toplumların her alanda mukayeseli bir yöntem ile karşılaştırmayı başarmıştı. Bu metot sosyoloji, din, bilim tarihi ve diğer alanlarda başlangıç olarak görülmektedir.

Biruni’nin sürekli olarak ilgisini çeken konuların başında astronomik olarak kesin olan bir takvimin geliştirilmesi vardı. Hint takvim sistemlerini inceler. Ne Orta Asya’da ne de Batı’da böylesi hatasız bir takvim sisteminin olmadığını görür. Bu mesele de mihenk taşını oluşturan uzun ve detaylı tablolardı. Bu tablolarda kendisinin Hint takvimleri üzerine çalışıp büyüleyici biçimde 12. basamağa kadar uyguladığı verilerle elde ettiği sonuçlar yer almaktaydı. Bilgisayarın olmadığı bir dünyada bu başarıdan çok öteydi.

Bunun sonucu olarak Hint ağırlık ve ölçülerine dair inanılmaz derecede ayrıntılı bir tetkik yapmıştı. Bu bölümlerde Biruni, bir kez daha ve her zaman olduğu gibi bir ansiklopedist gibi hareket etmişti. Bunun dahası da vardı. Buradan Hint matematiğinin incelenmesine geçecekti. “Pi” sayısının değerinin Hint hesaplarında nasıl yapıldığını anlatan ayrı bir yazı daha yazacaktı.

Biruni, Hint biliminin derinliklerine daldıkça önceleri gerçeklik anlayışını şekillendiren Yunan-Roma dünya görüşünden tamamıyla farklı bir şeyle karşı karşıya olduğunu fark etmişti. Şaheserinin asıl görevi bu farkı ifşa etmek ve Hintlilerin yaklaşımının kökenlerine inmekti. Biruni’ye göre Hint medeniyetinin belirleyici gerçekliği kitabında geniş bir yer ayırdığı Hinduizm idi.

Biruni’den önce sadece bir kaç yazar bir başka kültürün derinlerdeki köklerini ortaya çıkartma yoluna gitmişti. Bir başka dini, hele de kendisininkiyle böylesine derin bir anlaşmazlığı olan bir başka dini, kimse enine boyuna incelememişti. Kısmen yapanlarda bu kadar başarılı değildi. Görev çok hassastı. Gökbilimi ya da matematik gibi konulardan çok farklıydı bu konu. Kitabında hitap ettiği kitlenin ise Hinduizm’den hiç mi hiç haberi yoktu. Ayrıca din konusunda İslam veya diğer dinler diğerlerine sapkın ve nefret gözü ile bakmaktaydı.

Not: Yazısı dizisi devam edecek inşallah.

Necati YÜZÜAK

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » » » »
783 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.