logo

Türkistan’ın Kayıp Aydınlanması-68

Türkistan’ın Kayıp Aydınlanması-68

Türkistan’ın Kayıp Aydınlanması-68

BİRUNİ

1030 senesinde Gazneli sıtmadan ölmüştü. Mahmud’un ölümünden sonraki 7 yıl içinde Gazneli Devleti dağılmaya başlar. Bunun başlıca sebeplerinden birisi Selçuklulardı. Mahmud’un oğlu Mesud tıpkı babası gibi gerek tarihçilerden Utbi ve Beyhakî, gerek şairlerden Unsuri ve Sistani gibi insanları desteklemeye devam etmiştir ancak Mesud’un müsrif bir saray hayatı vardı.

Mahmud’un ölmesi Biruni’nin üretken dönemine ket vurmamıştı. Mesud’da babası gibi Biruni’ye çok büyük destek vermişti ve onu sarayda müneccimbaşılık görevine getirdi. Bu görevi ifa ederken Gazne’de yaşayanların Mekke’ye tam olarak yönelebilmeleri için kıble üzerine bir risale yazmıştı. Bunu da Sultan Mesud’a ithaf etmişti. Bu dönemde Tahdidü Nihayati’l Emakinli Tashihi Mesafatil-Mesakin (jeodezi) isimli eserini tamamlayabilmişti. Bu eserde yer çekimiyle ilgili öncü analizler ve Kur’an ve İncil’deki bilimsel kavram ve çelişkilerin sinsi eleştirileri vardı. Çünkü İncil değiştirilmişti.

İçerdiği gök bilimi ve matematik bilgileriyle bilim tarihine damga vuran Biruni’nin bir diğer eseri El-Kanun El-Mesudi (Mesudi Kanunu) idi. 1031 ile 1037 seneleri arasında tamamladığı esere yeni sultana ithafen bu ismi vermişti. Bu muhteşem eser gök bilimini, matematik ve trigonometrinin ilgi alanlarını İbni Sina’nın Kanun’unda tıbbı ele alışı gibi oldukça kapsamlı değerlendirmekteydi. İbni Sina 10 sene önce (1025) tıbbın kanununu bitirmişti. Biruni de kitabına “Kanun” adını vermişti. Bu şahesere Mesud bir fil dolusu gümüş göndermiştir. Biruni ise kibarca bu hediyeyi reddetmiştir.

Gök bilimi ve matematikle ilgili alanlar ansiklopedisi hem de ömürlük bir araştırmanın mahsulü olan El-Kanun El-Mesudi Arap dilindeki Orta Çağ gök bilimini zirveye taşımıştı. George Saliba’nın belirttiği üzere gök bilimini Orta Çağda tek başına taşıyan ve Afganistan’da çalışmalarını yürüten Biruni’dir.

Bu gerçek asla tartışılamaz!

Biruni, on bir ciltten oluşan El-Kanun El-Mesudi de sırasıyla şu meseleleri ele almaktaydı; farklı milletlerin takvimlerini ve takvimlerin astronomik temelleri, dairenin mahiyeti, tutulma dairesinde bir nokta olarak görülen sabit yıldızların ve güneşin matematiksel astronomisi, karadaki enlem ve boylamın matematiksel değerlendirmesi, güneş ve ayın hareketleriyle tutulmaları ve beş gezegenin hareketleri. Biruni bu devasa eserde tek bir konuya olan odaklanmasını sürdürmüştür.

Batlamyus ve sisteminin değişmez kabul ettiği bu alanlardaki sayısı azımsanmayacak kadar çok olan kural dışı durumlar, bu istisnaları hayatı boyunca yaptığı gözlemleri ve tekrarları sayesinde diğer Orta Asyalı ve Arap bilim adamlarının çalışmaları, hatta Hintli bilim adamlarının topladığı deliller sayesinde tespit etmişti. Her konuda Biruni, Thomas Kuhn’un normal bilimler diye tabir ettiği alanlarda derinleşiyor ve böylece bilimsel devrimlerin temeldeki müsebbipleri olan “Anomalileri” (kural dışılıkları) tespit ediyor ve serinkanlı bir şekilde tahlil ediyordu.

Biruni’nin bir çok alanda hep böyle yaptığı ortadadır. Batlamyus’un jeosantrik (yer merkezli) sistemine getirdiği yorum daha bir çarpıcıdır. Yeryüzünün sabit olduğunu yani hareket etmediği iddiasına ilişkin ikna edici bir delil olmadığını tartışarak işe başlayarak şöyle diyordu: “Dünyanın dönüyor olması hiç bir şekilde gök biliminin kıymetini azaltmaz. Zira gök bilimine konu olan bir şeyin bütün tezahürleri pekala bir teoriyle olduğu gibi bir başkasıyla da (yani hareketsiz bir  dünya ile de) izah edilebilir. Böylesine cesur yorumlar yapabilmeye imkan sağlayan bir düşünürdü.

Not: Yazısı dizisi devam edecek inşallah.

Necati YÜZÜAK

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » »
1599 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.