logo

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-9

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-9

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-9

Türkistan’daki kayıp aydınlanmayı ilk olarak ortaya çıkaran Richard Starss, bu araştırmayı yaptığı zamanlar içinde, kalkar Belh şehrine gider. Gördüğü ise koskoca bir çöldür. Oysa bölgeden topladığı ve çevirisini yaptığı kitaplarda sanki cennet bahçeleri vardı. Bundan önce o tarihte bu bölgenin iklimi daha mı iyi? diye uzmanlarına sorar ve M.Ö. 100 ila M.S. 1200 yılları arasında iklimsel hiç bir değişikliğin olmadığını öğrenir. Netice itibariyle mevsimsel bir değişim söz konusu değildir.

Bölge insanı 4000 sene evvelden beri su için mabed yaptırmış ve suyu en iyi şekilde korumuşlardır. Bu kayıt “SARİANİDİ” isimli yazarın “Margush Türkmenistan” adlı eserinin sayfa 264 ile sayfa 267 arası bölümde zikretmiştir.

Tabii başkaca sebeplerden birincisi, evlerin çatılarına kubbe yapar iken büyük kirişler kullanmalarıdır. Bölgedeki ormanlar Naomi F.Miller’in tespitine göre “Bronz Çağında, 2400 sene önce demircilik için ağaçlara ihtiyacın başlaması ve çıkan büyük orman yangınları başlıca sebeplerdendir” diyor. Bir de bölgedeki hayvancılık için otların ve toprak üstü her türün hayvanlara yem olarak verilmesi, önce erozyona sonra ise suları tutamayan toprak olmaması sebebi ile önce büyük nehirler kurur. Büyük heyelanlar olur. Otlak için sürekli arayış bölgenin tamamını etkiler.

Jared Diamond’un “Medeniyetlerin Çöküşü ve Yıkılışı” adlı eserinde şöyle yazar; “İnsanlar muhtaç oldukları tabiatı yok ettikleri zaman medeniyetler çöker”

Bugünde bu hoyratlık devam etmektedir. Küresel ısınmanın çok acı sonuçları olacaktır. Bugünkü dünyada kutuplardaki erimenin yer küreye getireceği çok ağır bedeller olacaktır. Dünyadaki mevcut ısının 1,5 ila 2 derece ısınması konuşuluyor. Ayrıca sera salınımı içinde son imdatlar veriliyor. Peki ya gizlenen gerçekler. Sibirya bölgesindeki yüksek sera salınımından kimse bahsetmiyor. Oysa en büyük tehdit oradan gelmekte ve gizlenmektedir.

Demem o ki; dünya beklenenden ve tahmin edilenden çok daha büyük bir risk ile karşı karşıya. Yüksek sera gazı salınımı sonrası dünyadaki kıyı şehirlerinin yüzde 26’sı sular altında kalacak ve çok büyük göçler başlayacak.

Bilmeyenler için yazayım.

Dünyanın en büyük tehdidi nedir deseniz bana. Plansız göçler derim. Bunun önünde hiç bir şey duramaz. Yokluk, kıtlık insana her gayri insanı ve ahlaki eylemi yaptırır.

Biraz konumuzun dışına çıktım. Lakin dün ile bugüne dair bir sözüm olsun istedim.

Not: Yazısı dizisi devam edecek inşallah.

Necati YÜZÜAK

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » »
1048 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.